Rahmetli babam öğretmendi. Görevi gereği Burdur´un ilçesi Bucak´ta çocukluk yaşadık. Mutluyduk ailece.  Babam mandolin ve melodika aldı bana ve ilk müziğe Bucak´ta başladım. Sonra babamın  Gümülcine´ de Türk ilkokulu Birinci İdadiye´deki görevi nedeniyle 2 sene aranın ardından tekrar Bucağa dönüş yapıldı ve resim hocam Cahit Anık´dan bağlama öğrendim.

Cahit Hoca ile Aykut Vicir´i evde birlikte bağlama çalarlarken görünce çarpılmıştım. Aynı anda aynı mızraplar inanılmaz gelmişti bana. Sokakta top oynarken kulağıma ilişen ilk türkü ?Denizin dibinde Hatçem demirden evler?, Düğünlerde zeybekler, teke zortlatmaları, ilk okul gösterilerim, İspanyol dansı gösterisi, çift davul çift zurnalı düğünler, bayramlarda babamın dillere destan rap rap tören yürüyüşü? Hıdırellez şenlikleri, minübüs tutup komşularla piknikler, mahallece karda oyunlar.. Güzel çocukluk yılları?

Yani kısacası Bucak benim mayam oldu. Yıllar sonra yazdığım ?Anadolu´dan Geldik? te bu çocuklukta gördüğümüz sevginin, mutluluğun, yardımlaşmanın, kardeşliğin, komşuluğun, misafirperverliğin, çalışmanın, üretmenin, ülke sevgisinin izleri vardır?

Doğu ve Batının sesi olan Sümer Ezgü Sanat Akademisi ne zaman kuruldu? Bu fikir nasıl oluştu?

Bir yıl oldu eğitime başlayalı. Yani 2016´da! TRT ?ye girdiğim yıllarda hocam Coşkun Güla bana ya sahneyi ya da bilimsel yolu seçmemi söylemişti. Ben de ikisi birleştirmek istiyordum. Bilgimi okulda öğrencilere aktarma ortamı yoktu İstanbul´da.

Antalya´da buna imkan buldum ve ?Sümer Ezgü Sanat Akademisi? ni açtık. Bu okulda,  Bağlama, bale, halk dansları, eşli salon dansları, piyano, bateri, keman, viyolonsel, sipsi-kaval türü nefesli halk sazları, klasik-elektro ve bas gitar, klarnet, saksafon, kabak kemane, şan, drama, diksiyon, güzel sanatlar liseleri ile konservatuvar müzik ve tiyatro hazırlığı eğitimleri veriyoruz. Ayrıca sertifikalı drama eğiticiliği programı uyguluyoruz. Biz okullarda interaktif müzik dersleri yapıyoruz

Memleketinizi ve değerlerinizi hiçbir zaman unutmadınız. Beş yıl kadar öncede Antalya´ya yerleştiniz ve dağcılık sporuyla uğraşıyorsunuz. Antalya´da ki hayatınızdan bahseder misiniz?

Dağcılık işi sadece bu spora destek vermek içindi. Arkadaşlarımın isteği üzerine katılmıştım, basında yer aldı.  Annem ve kardeşim Antalya´da yaşıyor ve Ankara ve İstanbul´daki yıllarım boyunca biz birbirimize hasret kalmıştık. Onlarla bir arada olmanın  güzelliğini yaşıyorum.

Kardeşim Taner zaten Sanat Akademimiz´ in müdürlüğünü yapıyor ve halk dansları onun uzmanlığı. Dünya dereceleri var Antalya´da hocaların hocası durumunda. Eşim Gülay Konservatuvar tiyatro hazırlığı derslerimizi veriyor.

Oğlum Ozan 12 yaşına girdi ve müzik yeteneği yüksek. Bir de şimdi 8 aylık olan Yaman´ımız dünyaya geldi Antalya´da. Aslında Antalya´da iki doğum oldu bizim için; birisi Yaman, diğeri ?Sümer Ezgü Sanat Akademisi? Kızım Ceren de İstanbul´dan fırsat bulup gelince evde tam tam şenlik oluyor.

Antalya´ya yerleştikten sonra 3 albüm çıkardınız ve Rock alt yapısı ile Anadolu sazlarını birleştirdiniz. Bize albümlerinizden bahseder misiniz?

İlk önce ?Sümer Ezgü ve Süper Çocuklar? albümü çıktı. Anaokulu ve ilkokul çocukları için Oğlum Ozan ve 11 arkadaşıyla birlikte kaydettik. Justen Bieber, Hannah Montana dinleyen çocukların kendi türkülerini de tanımaları için rock altyapı üzerine cura, zurna, sipsi gibi sazları kullanıp ?Horozomu Kaçırdılar?, ?Leblebi Koydum Tasa?, ?Tin Tin Tinimini Hanım?, ?Hopa Şina Şinanay? gibi tekerlemeli türküleri çocuklarla düet yaptık. Daha sonra ?Electro Türkü House? gibi biraz komik bir isim verdiğimiz albüm çıkardım.

Elektonik müzikle türküleri birleştirdiğimiz bu remix albümde Cemile ve Nazar Değmesin´e iki klip çektim. Son olarak da ?Hakiki Angara Havaları? albümünü çıkardım eskiden günümüze gelmiş gerçek Ankara türkülerini gençlere aktarmak için.

Bu albümde Hüdayda´ya  Ankara Hamamönü´nde, Su Gelir Güldür Güldür´e de  kuruma riski olan Burdur Gölü´nde klip çektim. Burdur Gölü için 50 motorcu arkadaşım ve Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz de klipte oynayarak destek verdi.

Hiç müzik yaparken karamsarlığa kapılıp müziği bırakmayı düşündünüz mü?

2002´ li yıllarda karamsarlığa kapılmıştım. 80´ lerden sonra korsan olarak başlayan özel televizyonculuk başlamıştı. TRT kendi sanatçılarına yasak koymuştu ve özel TV ler ekranlarını doldurabilmek adına kural tanımaz biçimde müzik kirliliği içindeydi.

Bir süre hiç albüm yapmadım ama TV programları yaptım. Ben TV programlarımda düzmece ekran hikayeleri değil de, ülkenin gerçeğini, müziğini, değerlerini eğlence formatında vermeyi sürdürdüm. Devlet ve özel TV kanallarında yaptığım her program reyting aldı çünkü yaptıklarım gerçekti. Üretim aşkım ve sağlığım olduğu sürece üretmeye devam edeceğim. Bu meslekte yılgınlık olmaz.

Konserlerinizde ya da yer aldığınız bir projede ilginç anınız mutlaka olmuştur bizimle paylaşır mısınız?

Antalya İbradı´ya konsere gitmiştim. Konsere tam çıkarken inanılmaz bir şekilde hava karardı ve tufan denebilecek yağmur başladı araçlarla kendimizi aşağıya zor attık. Ertesi yıl gene gittik ve aynı şekilde yağan yağmurla konseri gene veremedik. Biz çok üzüldük ama İbradılılar üzülmenin yanında biraz mutluydu. Sümer Ezgü konseri bol yağmur getiriyor kestane ağaçlarımıza iyi geliyor diye.

Bir de Kekeç Oğlan´ ın Ankara´da TV programına konuk gitmiştim. Dönüşü İstanbul´a birlikte yapacağız, havaalanında restoranda sohbet ediyoruz. Kekeç oğlan kekeme ama sağ olsun hoşsohbet olduğu için biz daldırdık uçak saatini geçirdik. Telaşla koştuk ama nafile..

Neyse yeniden bilet aldık ve tekrar restorana döndük. Tatlı sohbet öyle uzamış ki, kahkahalarla konuşuyoruz, aman Tanrım bir de baktık saat gene geçmiş ve uçak ikinci kez kaçtı! Üçüncü kez bilet aldık da İstanbul´a sonunda dönebildik.

Ulusal bir kanalda proje düşüncesi mi? Yoksa yeni bir albüm müjdesi mi var? Bize gerçekleştirmek istediğiniz yeni projelerinizden bahseder misiniz?

Çocuk programı üzerinde görüşmelerim sürüyor. Barış Manço´dan sonra dikkat çeken bir çocuk programı yok ve çocuklar büyüklerin reyting kirliliği içinde kaldı. Yeteneklerini sergileyecekleri içinde değerleri olan eğlenceli bir program yapacağım. Ve bunu Antalya´da doğada yapmak istiyorum. Daha temiz bir ortam ve farklı alternatiflerin de olduğunu ekranlarda göstermek istiyorum. Ayrıca tabii ki albüm çalışmalarım sürecek.

Müzik hayatınız boyunca kendinize ilke edindiğiniz bir kuralınız var mı?

Kaliteli müzik yapmak ama halktan kopmamak. İnsan yetiştirmek.

Gençlerimize hayatını Türk halk müziğine adamış usta bir isim olarak ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

Yetenek önemlidir ama yetmez. Çok çalışmak lazım yoksa keseden yersiniz. Başarı emek ister, ürün ister. Para şımartır dikkat etmeli. Para için müzik yapma yerine, müziğinden para kazanma farklı bir şeydir. O zaman para sizi satın alamaz. Emeğinizin, ürününüzün karşılığını alırsınız. Müzik asla bizimle başlamadı. Bizden önceki ustalara saygı duymak gerekir.

Bizden sonraki çocuklara da iyi müzik bırakmalı. Müzik ekmek parasından daha fazla bir şeydir. Toplum için bunun önemini ve değerini bilerek çalışmak, mesleğe saygı duymak, klasikleşmiş eserleri iyi etüt etmek, orijinallerini dinlemek önemlidir. Halk müziği ülkemizin ortak kültür değeridir. Genç ve yetenekli ve sanatına bağlı müzisyenlere selam olsun?

RÖPORTAJ İÇİN www.vizyonanadolu.com A TEŞEKKÜR EDERİZ